Kayıtlar

Gelemeyen

 Ben sana mecbur değilim Atilla İlhan kalmış mecbur Şarkılar sokaklarda değil stüdyoda artık Yapımcılar sarmış dört yanım duvar Ben sana mecbur değilim Annen sana mecbur ama Kardeşin, abin, bu memleket Baban sana mecbur Sanatın ışıklarını kıramıyorum Gözlük verdiler gözüme İstanbul değil dört yanım Ankara İçinden çıkamıyorum Eğer ben sana mecbur kalsaydım Olur da her boydan, her hükümden Tarihçiler kutuplaşmasaydı Ecnebiler sarmasaydı dört değil beş yanımı Hepsi bir fazla olmasaydı İşte o zaman çiçekler bürürdü Ağaçlar coşar, ırmaklar ağlardı Biz ağlamazdık, biz düşünürdük Küreselleşirdi aşklar ve o zaman dili olmazdı Eğer ki olsaydı Olurdu ya sussaydık O zaman hissederdim güneşi O zaman tenim yanar, kemiklerim ısınırdı Çocuklar çavdar tarlasında değil artık Pal sokağında uzun gri binalar Elleri çantalı adamlar Koşmaz, hızlı yürür yetişmek için Bir masal anlatıyorum sana kimsesi belirsiz Şiir yazmak için önce okumak mı gerekir Uyak, kafiye, ölçüler ve ölçülemeyen ler Hepsi sana yet...

öyle bir geçer zaman ki

  Her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna inanmak kolaydır. Pollyanna'cılık oynamaktır kimi için; kimine göre kadercilik.   Ben hiç boş anma görmedim. Mutsuz ve sürekli kavga eden anne baba, ağlayan bir küçük kardeş, ne bileyim, araya girip asla var olmayacak bir  huzurun umudu uğruna -veya sadece kardeşini güvende hissettirmek ve tutmak uğruna, kim bilir- kendini, belki fiziksel belki ruhsal sağlığını tehlikeye atan; yaşından büyük sorumluluklar almış  büyük  kardeş, arada gelip anneye kaynanalık eden bir babanne falan yoktu bizim evde. Annemin hiç görümcesi olmadı mesela. Görümce ne demek bildiğime de emin değilim gerçi. Veya 'elti' ne demek? Kelimeyi duyduğumda bileğindeki az işçilikli ince altın bileziklerin şıngırtısının kulağıma gelmesinin sebebi, sözcüğün sahip olduğu harflerle altın kelimesinin uzaktan kuzen gibi görünmesinden kaynaklı olabilir pekala, fakat burnuma gelen gül suyu kokusunu kim açıklamak ister?  Hiç kuzenim olmadı benim. Tamam, yala...

geçmiş ve gelecekten bağımsız herhangi bir şey/1

 Hayatta kalmak ve üremek. Canlılar olarak yaptığımız her davranış, günün sonunda bu ikisinden biri ile açıklanır. Açıklayamadığımız davranışlar ise mantıksız olarak tanımlananlardır. Bunu ilk öğrendiğimizde düşündüğümüzden çok, çok daha az mantıksız davranış vardır. Nedir onlar?  Aşık olmak tamam, aşkın neslin devamı için beynimizin bize oynadığı bir oyun olması kabul edilebilir. Peki ya şiir yazmak? Evet, yaşamak için şiir yazmak gereklidir. Şair dedikleri şey her ne ise ondan olmaya gerek yoktur -her ne kadar hepimiz birer şair olsak da- , hayatı boyunca iki tutam kafiye yazmayacak biri de gayet tabii yemek yiyebilir, çocuk yapabilir, kredi borçlarını ödeyebilir.   Dur dur bir saniye, ne demek hepimiz şairiz? Ben şiir sevmem arkadaşım, yazmam hatta okumam da.   Düşünmez misin?   Efendim?   Düşünmez misin, diyorum. Tamam uyak bilmezsin, ölçü tanımazsın, kafiye ile pek selamlaştığınız yoktur; onu genelde görmezden gelirsin. Düşünmez misin be adam? Aşk hakk...